6 Kasım 2024 Çarşamba

''Demon'' kavramı ve ''Spirituel Aydınlanma'' üzerine

Bölüm 1

Kutsal Yolculuğa Başlama




“Kim dışarıya bakarsa, rüya görür; kim içeriye bakarsa, uyanır.” – Carl Jung

Bu ifade, bilgi ve anlayış arayışının içsel dünyada başladığını hatırlatır. Bu rehber, okuyucuyu kendi ruhunun derinliklerine bakarak yeni olasılıkları keşfetmeye yönlendirir. Benlik ve evren arasındaki sınırların çözülmesiyle, kendi gerçekliğimizin mimarı olduğumuzu anlarız.

Bu yolculuk, cesaret isteyen bir serüvendir. Rehber, bilinçaltı ve ruh dünyasıyla derin bir bağ kurarak, evrenin işleyişini kavramak isteyen herkese hitap eder. Bu kutsal yolculuk, insan ruhunun derinliklerinden varlığın bilinmeyen boyutlarına bir keşif yolculuğudur. Yolculuk boyunca, eski bilgelik ve kendi ruhlarımızın ışığıyla varoluşun özünü ve gerçekliğimizin sınırsız olanaklarını keşfetme arayışında olacağız.

“Büyü, kendine inanmaktır; bunu yapabilirsen, her şeyi başarabilirsin.” – Johann Wolfgang von Goethe


25 Ekim 2024 Cuma

Gölge ve Çocuk

BİR ZAMANLAR, der Hans Christian Andersen,

kuzeyli, kibar, utangaç ve bilgili bir genç adam, güneydeki sıcak ülkeleri ziyarete gitmiş; güneyde güneş delice parlarmış ve gölgeler hep kapkaraymış. Genç adamın penceresinden bakınca, sokağın karşı tarafında bir ev varmış; genç adam bir gün bu evin balkonunda güzel bir kızın çiçekleri suladığını görmüş. Genç adam güzel kızla konuşmak istiyormuş, ama çok utangaçmış. Bir gece, mumunun ışığı gölgesini sokağın öbür yanına, kızın balkonuna düşürürken, gölgesine "şakacıktan", gidip o eve girmesini söylemiş. Gölge de gitmiş. Eve girip onu terk etmiş. Tabii genç adam biraz şaşırmış bu işe; ama hiçbir şey de yapmamış. Zamanla kendisine yeni bir gölge yapıp memleketine dönmüş. Gel zaman git zaman, yaşlanmış, bilgisi görgüsü daha da artmış; ama hiç başarılı olamamış. Hep güzellik ve iyilikten bahsetmiş, ama onu kimsecikler dinlememiş. Derken bir gün, orta yaşlı bir adamken, gölgesi ona geri dönmüş - zayıf, kara kuru ama pek şıkmış. Adam hemen "Sokağın karşısındaki eve gittin mi?" diye sormuş. "A, tabii," demiş gölge. Her şeyi gördüğünü iddia etmiş, ama hepsi böbürlenmeymiş bunların. Adam ne soracağını biliyormuş: "Odalar dağın tepesinden yıldızlı gökyüzünün göründüğü gibi miydi?" diye sormuş, ama gölgenin bütün diyebildiği "Tabii, tabii hepsi vardı" olmuş. Ne cevap vereceğini bilemiyormuş. Eni sonu bir gölge olduğu için giriş holünden öteye geçememiş çünkü. "Eğer kızın yaşadığı odaya kadar gitseydim, ışık beni yok ederdi," demiş. Ama gölge şantajda ve benzeri hünerlerde mahirmiş; güçlü ve vicdansız biri olduğu için adamı tamamen hâkimiyeti altına almış. Beraber yola çıkmışlar: Gölge efendi, adam da onun hizmetkârı olmuş. Yolda "her şeyi çok açık görmekten" mustarip bir prensese rastlamışlar. Prenses gölgenin gölgesi olmadığını fark ettiği için ona güvenmemiş, ama gölge, adamın aslında kendi gölgesi olduğunu, ancak ona kendi başına dolaşması için izin verdiğini söylemiş; prenses, tuhaf bir durum ama mantıklı diyerek kabul etmiş. Prensesle gölge evlenmeye karar verince, adam sonunda isyan etmiş. Prensese gerçeği açıklamaya çalışmış, ama gölge lafı ağzından alarak "Zavallıcık deli, kendisini insan, beni de gölgesi sanıyor," demiş. "Ne fena," demiş prenses. Adama acıyarak, çektiği azaptan kurtarmak için onu ölüme mahkûm etmiş. Prensesle gölge evlenirken, adam da idam edilmiş,

(Ursula Le Guin - Kadınlar, Rüyalar ve Ejderhalar)





(Prensesin, kutsal ruhu temsil etmesi ve adamın bütünlüğünü sağlaması açısından, bireyin kendini kabullenmesi ve içsel dengeyi bulması üzerine çok güzel bir analiz sunuyor.

Adamın, gölgesini reddetmesi ve içsel karanlık yönlerini bastırması, bireyin kendi kimliğini inşa ederken yaşadığı çatışmaları ve bu çatışmaların getirdiği zorlukları etkili bir şekilde yansıtıyor. Kötü yönlerin kabul edilmeden bireyin gerçek özüne ulaşamayacağı gerçeği, insan doğasının karmaşıklığını anlamamıza yardımcı oluyor. Bu durumda, gölgesi bastırılmış bir kişinin içsel yolculuğu ve bu yolculuğun getirdiği zorluklar, bireyin ruhsal sağlığı açısından oldukça önemli bir tema haline geliyor.

Eklemek istediğim bir nokta, adamın kimliğinin kaybı ile birlikte ruhsal bir boşluk veya kriz yaşamaya başlaması. Bu, birçok bireyin kendilerini kaybetme korkusuyla karşılaşabileceği bir durumu simgeliyor. Kendi karanlık yönleriyle yüzleşmeden, insanın gerçek potansiyeline ulaşamayacağı fikri, ruhsal bütünlük açısından önemli bir ders sunuyor.

Prensesin temsil ettiği tanrısal yön, bireyin ruhsal olarak kendini gerçekleştirme yolunda karşılaştığı engellerin üstesinden gelme iradesini sembolize edebilir. Adamın gölgesiyle yüzleşmesi, onun ruhsal gelişimi için bir gereklilik haline geliyor.)





15 Ekim 2024 Salı

Mother's Love (Carl Olof PETERSEN 1880-1939)

 

Bir resim ne kadar çok şey anlatabilirse, o kadar anlatıyor.

Kadınların sevgilerini ne kadar yoğun yaşadığını, adeta kör olduklarını.

Merhamet ve Adalet çemberlerinin daraldığını. 

Gerektiğinde bir canavarı bile başkalarına karşı savunabileceklerini anlatan bir resim.



P.S. Sexist değilim, erkeklerin bir çoğunda pozitif duygulardan eser yok. Ben dahil.


6 Ekim 2024 Pazar

Depressed Manic

Pazar günü halet-i ruhiyesi ile birlikte yapmış olduğum müzik.



5 Ekim 2024 Cumartesi

Gabriel, Gibrail, Djibril


Who is Gabriel?





And in the sixth month the angel Gabriel was sent from God unto a city of Galilee, named Nazareth, to a virgin espoused to a man whose name was Joseph, of the house of David; and the virgin’s name was Mary. And the angel came in unto her, and said, “Hail, thou that art highly favoured, the Lord is with thee: blessed art thou among women.” And when she saw him, she was troubled at his saying, and cast in her mind what manner of salutation this should be. And the angel said unto her, “Fear not, Mary: for thou hast found favour with God. And, behold, thou shalt conceive in thy womb, and bring forth a son, and shalt call his name JESUS.”  (Luke 1:26–31)


 The name “Gabriel” means “God is my strength” or “God is mighty.”


Sometimes, Gabriel appeared to Muhammad in the shape of different people, but on one memorable occasion Muhammad asked if he could see her as she actually was. At the appointed time, Gabriel stood with her wings outstretched, and her shape filled the entire sky. Once he saw Gabriel in a cloud, and on another occasion she dem-onstrated her power by beating six hundred wings.




18 Eylül 2024 Çarşamba

King Paimon

 


Geleneksel ''Goetic'' bakış açısıyla, güç ve bilgelikle ilişkilendirilen bir ruhtur Kral Paimon.''Goetia'' da  9. sıradadır, rutbesinin yanı sıra, 9 rakamının okült önemi nedeniyle de önemli bir yerdedir.

Kral Paimon, erkek ve dişi ikiliği içinde barındıran ve kategorize edilmeye meydan okuyan, ruhların aşkın doğasını temsil eden bir varlık olan deve sırtında tasvir edilir. Sembolizm ve arketipal önem açısından zengin olan bu görünüm, ortaya çıkarabileceği derin bilgeliğe dair ilk ipucunu sunar.

Dayanıklılığı, direnci ve özellikle çöller gibi zorlu ortamlarda yol alabilme yeteneğiyle bilinen bir hayvan olan deve, insan ruhunun, ruhsal alemin uçsuz bucaksız ve çoğu zaman kurak manzaralarını aşma kapasitesini simgeler. Zorlu şartlara adapte olabilme, dayanıklılık, ruhsal ve maddi dünyaların karmaşıklıkları arasında gezinme yeteneğini, ayrıca Kralın antik ve mistik tarafını vurgular.

Devenin uzun süre dış kaynaklara ihtiyaç duymadan hayatta kalabilmek için vücudunda besin ve su depolama yeteneği, Kral Paimon'un aktardığı bilgeliğin hem sürdürülebilir hem de kendi kendine yeterli olduğu fikrini yansıtır.





Genellikle kadın yüzlü bir figür olarak tanımlanan Kral Paimon'un yüzü, eril - dişil enerjilerin bütünleşmesini temsil eder, gerçek bilgelik, anlayış için gerekli olan denge ve uyumu yansıtır.
Güzelliği ve zarafeti bünyesinde barındıran yüzü, geleneksel olarak erkeksi bir unvan olan "Kral" ile yan yana getirildiğinde, birlik, bütünlük, karşıt güçlerin birleşmesinin sembolize edilmiş haline dönüşür.

Kral Paimon'un kadınsı güzelliğe sahip yüzü ve erkek maskülen varlığıyla tasviri, bu ikilik üzerindeki yükselişin derin bir sembolüdür. Doğru ve yanlış, erkek ve dişi ikili kavramların ötesindeki aşkınlığı, varoluşun tamamını oluşturan gri alanları kucaklayarak temsil eder. Bu sembolizm, yükseliş yolunun sonsuz olduğunu ve her zaman keşfedilecek daha yüksek bilinç durumlarının olduğunu; Nihai gerçeklik ve birlik inancının, melekler, iblisler veya peygamberler gibi bir tek varlığın kavrayışının ötesinde bir gizem olduğunu bizlere hatırlatır. Deneyimler, vizyonlar veya öğretiler aracılığıyla paylaşılanlar, bu nihai gerçekliğin sonsuz yönlerinin yorumlarıdır, tamamı değil.

Böylece, Kral Paimon gerçek bilgeliğin ikilikleri kucaklamak ve aşmaktan geçtiğini, ruhsal yolculuğumuzda ilerlerken, varlığımızın karmaşıklığını anlamak için basit kategorileştirmelerin ötesine geçerek içimizdeki eril ve dişil enerjileri bütünleştirmeye teşvik eder. Bu bütünleşme, ruh ve madde, benlik ve öteki arasındaki ayrımların çözülmeye başladığı, mutlak olana doğru yolculukta her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu ortaya çıkaran daha yüksek farkındalığa doğru evrimimizde önemli bir adımdır.



Kral Paimon, yüksek ve güçlü seslerle ilişkilendirilir. Bu ses müzikal eğilimini, sanat ve estetiği, öne çıkarmakla birlikte, onun gücünü dışa vurmaktadır. Birçok ezoterik gelenekte ses, bilinci değiştirme, engelleri yıkma ve dönüştürücü deneyimlerin başlangıcını işaret eder. Evrenin, Dünyanın ve tüm yaratılışın ses veya bir kelime aracılığıyla yaratıldığı söylenir. 
Bu çok yönlü sembolizm sayesinde, Kral Paimon'un gelişini duyuran ses, yalnızca işitsel bir deneyim değil, aynı zamanda ruhsal uyanışın, dönüşümün ve derin büyülü çalışmalara eşlik eden köklü değişimlerin zengin katmanlı bir sembolüdür.




Dünya suları ve rüzgarları ayrıca bunlardan doğabilecek her türlü sanat ve öğretiye egemendir. Toprak ve Suyun simyasal elementleriyle olan güçlü ilişkisi, bilinçaltının derinliklerinde ve yaratılışın gizemlerinde bir rehber olarak rolünü daha da vurgular. Entelektüel, duygusal ve maddi alemler üzerinde ustalığını sembolize eder. Bu elementlerle olan güçlü ilişkisi, fiziksel dünyanın gizemlerini ve bilinçaltının derinliklerini keşfetme ve öğretme yeteneğini vurgular. Su ile olan bağlantısı, duygusal derinliklerde gezinmeye, sezgiyi geliştirmeye ve bilinçaltıyla daha derin bir bağlantı kurmaya yardımcı olma yeteneğini gösterir.

Bir ana yön olan Batının yöneticisi olduğu için, batan güneş ile ilişkilendirilerek, kapanış, tefekkür, bilinmeyene yolculuk, ölüm, yeniden doğuş, eskinin yok oluşu ve yenilenme temalarını vurgular.

Derin bilgi birikimi, gücü, yaklaşım tarzı, iletişim kurma yeteneği, hayranlık ve saygı uyandırır. 






Beyaz bir sabah güneşinin önünde yaşlı bir adamın silüeti.
Çekiçlenen metalin sesi.
Yanan odun kokusu.
Soluk bir hilalin olduğu beyaz bir gökyüzü.




Linan tasa jedan Paimon